Bunların olduğu yerde adalet olmaz

Erdoğan: "Bunların olduğu yerde hak, hukuk, adalet, fikir özgürlüğü, örf, adet kalmaz. Bunlar 1940'larda Türkiye'nin başına bir kabus gibi çöken tek parti CHP zihniyetinin günümüzdeki versiyonudur."

Bunların olduğu yerde adalet olmaz
banner115

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, valilik önünde gerçekleştirilen, "Bismil Ovası Tarımsal Sulama Tesisleri, Diyarbakır Tekstil OSB 30 Fabrika, 4. Otosanayi Sitesi ve Yapımı Tamamlanan Diğer Projelerin Açılış Töreni"ne katılarak, vatandaşlara hitap etti.

Konuşmasına tüm Diyarbakırlıları selamlayarak başlayan Erdoğan, Diyarbakır'ı şairin, "Dicle ile Fırat arasında ipekten sedirlerinde Kur'an okunan, açık pencerelerinden gül dolan, güneşin beyaz köpüklerinden yanmış bir şehir. Bir eski kanatlar ülkesi" diyerek tarif ettiğini aktardı.

Erdoğan, "Evet, işte bu kadim şehri, Hazreti Ömer'den selam alan, Hazreti Ömer'e selam gönderen bu şehri, toprakları üzerinde 10 peygamberin, 500 sahabenin mezarı olan bu şehri, Selahaddin Eyyubi'nin Kudüs'ün fethine giderken feyz aldığı bu şehri, Sultan Alparslan'ın Malazgirt'e giderken surları önünde dua ettiği bu şehri, Haçlı Ordularını defalarca bozguna uğratan Sultan Kılıçarslan'ın metfun olduğu bu şehri, nice alimlere, gönül sultanlarına sanatçılara ev sahipliği yapan bu şehri, velhasıl ezelden beri bizim olan ve inşallah ebede kadar da bizim kalacak bu şehri tüm kalbimle selamlıyorum." diye konuştu.

"Bir zamanlar Türkiye'nin ilk 5 sanayi kentinden biri Diyarbakır'dı"
Cuma namazını eda ettikleri Kurşunlu Camisi'nin, bu şehrin ve temsil ettiği değerlerin hizmetkarının da hasmının da kim olduğunun en büyük şahidi olduğunu söyleyen Erdoğan, "Sizler Kurşunlu Camii'ni tahrip edenleri de ona sahip çıkanları da gayet iyi biliyorsunuz. Sizler buraya gelmeden önce ziyaret ettiğimiz Diyarbakır annelerinin yüreklerini kimlerin yaktığını da gayet iyi biliyorsunuz. Sizler başkalarının evlatlarını dağa, ölüme gönderenlerin kendi evlatlarını yurt dışında nasıl ihtimamla büyüttüklerini, yaşattıklarını da gayet iyi biliyorsunuz." dedi.

Diyarbakır'ın tarih boyunca hep medeniyet, barış, huzur ve refah şehri olduğunu dile getiren Erdoğan, "Bir zamanlar Türkiye'nin ilk 5 sanayi kentinden biri Diyarbakır'dı. Sonra bir karabasan gibi bölgenin ve özellikle Kürt kardeşlerimin üstüne terör felaketi çöktü. Türkiye'nin diğer şehirleri gelişip serpilirken, terör, Diyarbakır’ı sefalete, yoksulluğa, işsizliğe mahkum etti. Şairleri, edipleri, alimleri, tarihi eserleri surlarıyla meşhur güzelim Diyarbakır'ı perişan ettiler." diye konuştu.

"Sözümüzü yerine getirdik"
AK Parti'yi kurduklarında Diyarbakır'a gelerek karşılaştıkları herkese, "İktidara gelirsek bizden ne istiyorsunuz?" diye sorduklarını dile getiren Erdoğan, "Bize verilen cevap 'sadece OHAL'i kaldırın yeter' şeklindeydi. Sesinize kulak verdik ve hükümete gelince ilk iş olarak OHAL'i kaldırdık mı? Söz verdik, sözümüzü yerine getirdik." dedi.

Erdoğan, şunları kaydetti:

"Şimdi bir geriye dönüp 20 yıllık muhasebeyi yapalım. Biz ne dedik, ne yaptık, onlar ne dediler, ne yaptılar. Biz Diyarbakır'da 2005 yılında size ne demişsek dün de oradaydık, bugün de aynı yerdeyiz, yarın da aynı yerde olacağız. Biz tüm samimiyetimizle barış dedik, kardeşlik dedik, çözüm dedik, adalet dedik, hak dedik, özgürlük dedik, demokrasi dedik. Biz ret, inkar, asimilasyon politikalarını ortadan kaldırıp hak ve özgürlük eksenli bir yaklaşımla asırlık meselelerin çözümüne yöneldik. Peki bunlar, yani terörden beslenenler, terörü destekleyenler, terörü açıkça telin etmekten korkanlar, sırtını size değil de PKK'ya, terör örgütüne dayayanlar ne yaptı?"

"Gelin bugün hiç eğmeden, bükmeden açıkça bunları konuşalım. Gelin bugün utanmadan, yüzü kızarmadan bozuk plak gibi sürekli barış, demokrasi, kardeşlik diyenlerin maskelerini hep beraber indirmeye var mıyız?" diye soran Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bunların eş genel başkanı geçenlerde çıkmış 'AK Parti kadınların başına gelmiş en büyük felakettir.' demiş. Şimdi buradan seslenmek istiyorum, asıl KCK'sıyla, PKK'sıyla, PYD'siyle, HDP'siyle hep birlikte benim Kürt kardeşlerimin kanını, iliğini sömüren, duygularını istismar eden bu çete, son bin yıldır bu milletin, bu bölgenin, bu halkın başına gelmiş en büyük musibettir. Lafa gelince 'barış' derler, 'kardeşlik' derler son 40 yılda öldürdükleri, dağa çıkardıkları, teröre bulaştırdıkları, hayatını kararttıkları 50 bin Kürt kardeşimin kanına giren, soruyorum, bunlar değil mi? Bu ülkede en çok Kürt kanını PKK dökmedi mi?

Bu bölgede köylerin boşalmasına, yakılıp yıkılmasına, kentlerin çökmesine, sanayinin ve ticaretin bitmesine, işindeki gücündeki insanların sefalete sürüklenmesine neden olan bunlar değil mi? Kurdukları partilerde demokrasi kelimesini hiç eksik etmediler. Peki soruyorum size, hangi demokraside seçilmiş milletvekilleri, belediye başkanları, teşkilat yöneticileri, örgüt militanlarına hesap verir. Hangi demokraside devletin yatırım, hizmet için gönderdiği ödenekler, yollara mayın döşemek için kullanılır. Hangi demokraside altyapı, üstyapı hizmetleri için merkezi yönetimin verdiği araçlar, şehirlerin içinde hendek ve çukur kazmak için kullanılır. Hangi demokraside ülkenin aleyhindeki her girişime destek veren bir siyaset anlayışı olur. Bunlar demokrasi savunucusu değil, demokrasi düşmanıdır, demokrasi istismarcısıdır."

"Diyarbakır Cezaevi'ni yakında boşaltıyor ve kültür merkezi olarak sizlerin hizmetine sunuyoruz"
Erdoğan, yakın dönemde demokrasi ve özgürlükler konusunda birçok mücadeleye girdiklerini belirterek, "Gezi olaylarını hatırlayın, 17-25 Aralık emniyet-yargı darbe girişimini hatırlayın, terör örgütlerinin Türkiye üzerine salınmasını hatırlayın, ülkeyi istikrarsızlık batağına sürüklemek için oynanan oyunları hatırlayın, 15 Temmuz darbe girişimini hatırlayın, ekonomimize kurulan tuzakları hatırlayın." dedi.

Bu mücadelelerin hepsini milletle birlikte yürütüp zafere ulaştırdıklarını ifaden eden Erdoğan, şöyle konuştu:

"Peki bunlar o dönemlerde ne yapıyorlardı? Türkiye'nin karşısında, sizlerin karşısında kim varsa onlarla birlikte yol yürüyorlardı. Biz şimdi de hukuk reformlarımızla, ekonomi reformlarımızla, hak ve özgürlük açılımlarımızla aynı çizgide yolumuza devam ediyoruz. Bugün sizlere bir de müjde vermek istiyorum. Geçmişte uzunca bir dönem adı zulümle, işkenceyle, insanlık dışı muamele ile anılan Diyarbakır Cezaevi'ni yakında boşaltıyor ve kültür merkezi olarak sizlerin hizmetine sunuyoruz. Adalet Bakanlığımız bu konuda gerekli hazırlığı yapıyor. Böylece Diyarbakır'ın hafızasındaki bir kötü anıyı ortadan kaldırmış oluyoruz. Şehrimize hayırlı olsun."

Erdoğan, HDP, PKK, PYD, sivil toplum örgütü görünümlü tüm yapıların, örgüt tarafından hazırlanan bir metne göre hareket ettiklerini belirterek, ellerine fırsat geçtiğinde ne yapacaklarının, nasıl yapacaklarının bu metinde açıkça söylendiğini kaydetti.

"21. yüzyılın tüm yüz kızartıcı insanlık suçlarını orada işliyorlar"
"İnsanların iradelerini ve düşüncelerini sınırlayan, böyle ilkel bir anlayışın bu devirde geçerliliği olabilir mi?" diye soran Erdoğan, şöyle devam etti:

"Aynı metinde uzun vadede aileyi ve mülkiyeti ortadan kaldıracaklarını da söylüyorlar. Bunlar size tanıdık geliyor mu? Evet, bunlar 1980 öncesindeki marjinal ideolojilerin söylemidir. Peki dünyada bu düşünce, bu yaklaşım kaldı mı diye baktığımızda sadece üç yerde Kuzey Kore'de, Kandil'de ve Kobani'de kaldığını görüyoruz. Şimdi bu istismarcılar sürekli 'Kobani' diyor ya. Gidin bakın bakayım kardeşlerimize neler çektiriyorlar? Çocukları silah altına almaktan küçük yaştaki kız çocuklarını zorla alıkoymaya kadar 21. yüzyılın tüm yüz kızartıcı insanlık suçlarını orada işliyorlar. 13 yaşındaki Kürt kızlarımızı dağa kaçıranlar bunlar değil mi? 14 yaşındaki Kürt kızlarımızı dağa kaçıranlar bunlar değil mi? Bunlar, hangi edepten bahsediyorlar, hangi namustan bahsediyorlar? Bunlarda ne edep var ne namus var. Bunlar kirli."

Erdoğan, Kobani'den kaçanlardan önemli bir kısmının halen Türkiye'de yaşadığına işaret ederek, şunları kaydetti:

"Biz bunların ciğerini biliyoruz. Her türlü riski göze alarak başlattığımız çözüm sürecinde neler yaşadığımızın şahidi sizlersiniz. Biz çözüm sürecini niye başlattık? Yeter ki artık anneler ağlamasın dedik, yeter ki akan kan dursun dedik, yeter ki milletimiz her kökenden, her inançtan, her meşrepten insanıyla kardeş olsun dedik. Bu bölgenin insanları demokrasiden, ekonomik büyümeden nasibini alsın diye baldıran zehiri de olsa, bu meydanda söyledim, içeriz dedik. Samimiyetle başlattığımız bir süreci bunlar provoke ettiler, zehirlediler, istismar ettiler ve sonunda tamamen yıktılar."

Çukur eylemleriyle bölgede yaşayan tüm vatandaşlara tuzak kurulduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Ferasetiniz, dirayetiniz, sağduyunuzla bu tuzağa düşmediğiniz için her birinize şükranlarımı sunuyorum. Üstelik bunlar, ülkemizdeki ve Suriye'deki kardeşlerimizle kalmadılar, Kuzey Irak'taki bölgesel yönetimin de başına bela oldular. Artık ülkemizde işleyemedikleri cinayetlerine orada başladılar. Çünkü bunlar unutmayın Kürt düşmanı, çünkü bunlar insanlık düşmanı, çünkü bunlar coğrafyamızın ve medeniyetimizin düşmanı. Bunların olduğu yerde hak, hukuk, adalet, fikir özgürlüğü, örf, adet kalmaz. Bunlar 1940'larda Türkiye'nin başına bir kabus gibi çöken tek parti CHP zihniyetinin günümüzdeki versiyonudur. Kürt kardeşlerime yapılan zulüm başta olmak üzere bu ülkedeki tüm büyük günahların anası olan CHP ile yol yürümek de zaten ancak bunlara yakışırdı."

Alandakilere "CHP ile HDP beraber yürüyorlar mı? İYİ Parti, beraber yürüyorlar mı?" diye soran Erdoğan, "Al birini vur öbürüne, birbirlerinden hiçbir farkı yok" dedi.

"Çözüm sürecini sonlandıran biz olamadık"
HDP'nin İstanbul'da ve diğer şehirlerde CHP'ye verdiği desteğin nedeninin bu ideolojik akrabalık olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:

"Bir kez daha altını çizerek ifade etmek istiyorum, küresel emperyalizmin ülkemizde yaklaşık bir buçuk asırdır kaşıdığı bir yarayı kapatmak için evet, çözüm sürecini biz başlattık ama çözüm sürecini sonlandıran biz olamadık çünkü çözüm sürecini bunların kötü niyeti, art niyeti gizli gündemleri sonlandırdı. Güya siyasetçi kimliğiyle ortada gezenler de hiçbir zaman şiddetle, terörle aralarına mesafe koymadılar. Hiçbir zaman meşru, demokratik hukuk düzeni içinde siyaset yapmayı düşünmediler. Diyarbakır'ın Sur'unu, alim ulema yatağı Cizre'yi, Silopi'yi köstebekler gibi kazanlara 'siz ne yapıyorsunuz' demediler, diyemediler. Yurt dışındaki karanlık mahfillerle, içerdeki hain FETÖ'cülerle gizli pazarlıklar yaparak ülkemizi emperyalistlerin oyun sahnesine çevirmek için harekete geçenlere tavır koymadılar."

Erdoğan, dünyada hiçbir devletin buna müsaade etmeyeceğini vurgulayarak, "Dünyada hangi demokrasi, hangi hukuk, hangi adalet, hangi vicdan buna göz yumar? Utanmadan, sıkılmadan yüzleri kızarmadan halen 'barış, kardeşlik, hukuk, demokrasi' diyorlar. Siz bu kavramları en son ağzına alacak kişilersiniz ey HDP. Siz bu ülkede ve bu bölgede kendinizden olmayan hiç kimseye hayat hakkı tanımadınız. Çünkü şiddet, dayatma, terör bunların ruhuna işlemiş." diye konuştu.

HDP'nin "Bizim PKK ile ilişkimiz yok" dediğini anlatan Erdoğan, "Bunların işi gücü yalan. Yanındaki ortağı CHP, onun da işi gücü yalan. Akşam yalan, sabah yalan. Sürekli yalandan mağduriyet, yalandan dışlanmışlık edebiyatı yaparak sizlerin hak ve hakkaniyet duygularını istismar etmeye çalışıyorlar." dedi.

"Asıl bunları görevden almazsak size ihanet etmiş olurduk"
Yıllarca HDP'nin elinde olan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin tek bir ay bile ödeneğinin gecikmediğini, Ankara, İstanbul, Edirne, Trabzon belediyelerine verilen imkan ve hakların tanındığını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Peki sonuç ne oldu? Büyükşehir belediye başkanını, Kandil'in komiseri olan ne idiği belirsiz birine, adeta hesaba çektirdiler. Bu ne idiği belirsiz birine Bodrum'da sorgulatıp tokatlattılar. Kim yaptı bunu? HDP, PKK. Devletten alınan paralarla sizlere hizmet getirecekleri yerde, örgütün emriyle sokaklarda hendek ve çukur kazmadılar mı? Onların yapması gerektiği halde dönüp bakmadıkları hizmetleri bizim bakanlıklarımız üstlenmek zorunda kaldı. Devletin görevlendirdiği kamu personeline 'kayyum' diyerek itiraz edenler, örgütün dağdan gönderdiği çapulcuların karşısında bunlar hazır ola geçmediler mi? Kurumlarımız sizlere hizmet getirmek için çalışmaya başlayınca yolların altına bombalar yerleştirdiklerini gördük. Belediyelere verilen kaynakların bir avuç terör baronuna peşkeş çekildiğini gördük. Asıl bunları görevden almazsak size ihanet etmiş olurduk."

Erdoğan, artık belediyelere gelen her kuruşun şehirlere ve vatandaşa hizmet için kullanıldığını ifade ederek, "Bunlar sadece slogan atar, biz ise hizmet ederiz, eser ortaya koyarız, yatırım yaparız, aramızdaki fark işte budur." dedi.

Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:

"Mesela seçimlerde seni başkan yaptırmayacağız diye ortalığı inletenlerin, Yasin Börü'nün kanının hesabını verdiklerini gördünüz mü, duydunuz mu? Kurban eti dağıtmak için evinden çıkan 16 yaşındaki Yasin Börü'yü nasıl alçakça öldürdüklerini biliyorsunuz değil mi? Önce kovalıyorlar sonra sığındığı evde bıçaklıyorlar ardından 3. kattan aşağı atıyorlar, yetmiyor başını taşla eziyorlar sonra arabayla üstünden geçiyorlar, en nihayetinde de üzerine benzin döküp yakıyorlar. Bu nasıl bir kindir, nefrettir, insanlıktan çıkmışlıktır? Bıraktım Kürt'ünü, Türk'ünü, Arap'ını, Acem'ini böyle bir muamele canlıya nasıl yapılabilir? Üstelik tüm bu hıncın tek sebebi, tıpkı aynı günlerde katledilen diğerleri gibi Yasin'in kendilerinden olmamasıdır. Bu zulme ortak olan herkes, bu dünyada, öteki dünyada cezasını muhakkak çekecektir. Aynı şekilde bunların, evlatları ellerinden alınıp dağa götürülen annelerin, babaların feryatlarına kulak verdiklerini gördünüz mü, duydunuz mu? Tam tersine bu yüreği yanık insanlarla bunlar dalga geçtiler."

Kendisini dinleyen Diyarbakırlılara "Hendekler, çukurlar kazılırken, gencecik çocuklar kasten ölüme gönderilirken, sokaklarda oluk oluk Kürt kardeşlerimin kanı akarken saz çalıp slogan atanların derdi asla siz olmadınız." diyerek seslenen Erdoğan, "Alçakça kanları dökülen mazlum Kürt kardeşlerimin hesabını sormayacak mıyız? 'Her köye bir cenaze' diyerek kana, gözyaşına, şiddete, kine bulayanlardan hesap sormayacak mıyız?" dedi.

"Bunlar da utanmadan, sıkılmadan sözde Ermeni soykırımını kabul ettirmek için çalışıyor"
Erdoğan, yerli ve yabancı tüm tarihçilerin, 1915'te Ermeni komitacıların 1 milyona yakın sivil mazlum Kürt'ü katlettiğini söylediğini belirterek, şöyle devam etti:

"Bunlar da utanmadan, sıkılmadan sözde Ermeni soykırımı yalanını kabul ettirmek için çalışıyor. Dedelerinin katillerine hayranlık besleyecek kadar tarihlerinden, benliklerinden kopmuş bu güruhun sizlerle bir ilişkisi olabilir mi? Selahaddin Eyyubi'nin mirasının şanla şerefle taşındığı bir yerde, mazlum Filistinliler yerine zalim İsrail yönetimiyle birlikte olanların, benim Kürt kardeşimle herhangi bir ortak yönü olabilir mi? Kürt kardeşlerimden aldığı siyasi desteği ülkede ne kadar sapkın, sapık, marjinal grup varsa onların emrine verenler, sizlerle hangi müşterekleri paylaşıyor olabilir? Dün akan kanı sürdürmek için 'Çözüm Süreci'ni baltalayanlar, şimdi CHP ile iş birliği yapıyor. Hatta anayasa yapmaktan bahsediyorlar. Tek dertleri, tek projeleri, tek gayeleri var, o da Tayyip Erdoğansız, AK Partisiz bir Türkiye. Kafalarındaki faşist emellere bu kardeşinizi engel olarak gördükleri için de işi gücü bırakıp bizimle uğraşıyorlar. Bunların tek bir tane hayırlı adımlarını, yaptıkları eseri, sadra şifa işlerini gördünüz mü? Göremezsiniz çünkü yok."

Diyarbakır'a huzur gelince neler olduğuna Diyarbakırlıların şahit olduğunu bildiren Erdoğan, artık gece gündüz herkesin şehrin sokaklarında, evlerinde güven içinde hayatını sürdürdüğünü, işine gücüne baktığını kaydetti.

Diyarbakırlılardan bir ricası olduğunu ifade eden Erdoğan, "Bunları gördüğünüz her yerde yakalarına yapışın, sorun, sorgulayın. Çözüm Süreci'ni bitirmek için kim size talimat verdi, bunu sorun. Hendek ve çukurlarla ülkeyi iç savaşa sokmaya çalışma talimatını kimden aldınız? Bunu sorun. Yasin Börü'yü böylesine zalim bir şekilde öldürmek için sebebiniz neydi, bunu sorun. Suriye'de önünüze gelen herkesin aparatı olma talimatını kimden aldınız? Bunu sorun. Bunları ısrarla sorun ki bir sürü yalan, dalavere, sahtekarlık ve iki yüzlülükle karşınıza çıkıp sizleri oyalamasınlar." dedi.

Erdoğan, bu coğrafyayı birlikte medeniyetin beşiği haline getirdiklerine, bu ülkeyi birlikte kurup bugünlere getirdiklerine işaret ederek, ülkeyi 2023 hedeflerine, 2053 vizyonuna da yine birlikte kavuşturacaklarını söyledi.

AK Parti'nin en büyük özelliğinin, ülkenin dört bir yanında iç ve dış şartlar ne olursa olsun eser ve hizmet siyasetini kesintisiz sürdürmek olduğunu kaydeden Erdoğan, Türkiye'nin, tarihinin en büyük demokrasi ve kalkınma hamlesini kendi dönemlerinde yaşadığını ifade etti.

"Diyarbakır'a da son 10 yılda 46 katrilyon lira yatırım yaptık"
Tüm illere, Cumhuriyet tarihinde yapılanların 5-10 katı yatırımlarla çağ atlattıklarını belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu çerçevede Diyarbakır'a da son 10 yılda 46 katrilyon lira yatırım yaptık. Eğitimde, şehrimize 6 bin 207 yeni derslik kazandırdık. Yüksek öğrenim yurt yatak kapasitemizi 5 bin 300'e çıkardık. Aralarında 33 bin seyirci kapasiteli Diyarbakır Stadyumu'nu da bu arada biz yaptık. 42 spor tesisini sizlerin hizmetine sunduk. Şehrimizin takımlarından birini en kısa sürede Süper Lig'de de görmek istiyoruz. Merkez ve ilçelerimizdeki faaliyetlerden 248 bin gencimizin istifade ettiği 7 gençlik merkezi inşa ettik."

Diyarbakırlı ihtiyaç sahibi vatandaşlara 12 milyar lira tutarında sosyal yardım aktardıklarını belirten Erdoğan, "Sağlıkta, toplamda 1442 yataklı 19 hastaneden oluşan 48 adet sağlık tesisi inşa ettik. Yapımı devam eden 7 adet yatırımımızı da süratle bitirerek hizmetinize sunacağız. Diyarbakır 1000 yataklı Kayapınar Şehir Hastanesi'nin yapım ihalesini 19 Temmuz'da gerçekleştiriyoruz. Hastanemizin şimdiden şehrimize hayırlı olmasını diliyorum." diye konuştu.

Erdoğan, TOKİ vasıtasıyla Diyarbakır'da toplam 18 bin 578 konut projesini hayata geçirdiklerini vurgulayarak, Sosyal Konut Kampanyası kapsamında Yenişehir Üçkuyu'daki 2 bin 705 konutun yapımına devam ettiklerini anlattı.

Diyarbakır'da toplam büyüklüğü 396 bin metrekare olan 6 adet Millet Bahçesi projesi olduğunu kaydeden Erdoğan, bunlardan Dicle Vadisi ve İçkale millet bahçelerini hizmete açtıklarını, Yenişehir ve Bağlar millet bahçelerinin yapımına devam edildiğini, Çermik ve Hani millet bahçelerinin de proje aşamasında olduğunu söyledi.

Terör nedeniyle büyük zarar gören Sur ilçesini ve tarihi Suriçi'ni adeta baştan sona yeniden yaptıklarına işaret eden Erdoğan, Suriçi projesini 7 bölgede planlayarak her bir bölgeyi de kendi içinde etaplara ayırdıklarını, konut projelerini, altyapı, üstyapı ve restorasyon çalışmalarını bitirme aşamasına geldiklerini, proje tamamlandığında Diyarbakır'ın yepyeni çehreye kavuşacağını bildirdi.

"44 kilometre olan Diyarbakır'ın bölünmüş yol uzunluğunu, 444 kilometreye çıkardık"
Ulaştırmada, 44 kilometre olan Diyarbakır'ın bölünmüş yol uzunluğuna 400 kilometre ilave ederek toplam 444 kilometreye çıkardıklarını aktaran Erdoğan, "Yapımı devam eden Diyarbakır-Silvan ayrımı, Elazığ hududu yolunu, Diyarbakır-Güneybatı Çevre Yolunu ve Silvan-Çatakköprü ayrımı Hamzalı yolunu bu yıl tamamlıyoruz. Diyarbakır-Mardin yolundaki eksik kısımları, Diyarbakır-Mardin ayrımı, Bismil-Batman yolunu seneye bitiyoruz. Diyarbakır-Kurtalan, Diyarbakır-Batman arasındaki demir yolu hatları ile yol çatı Diyarbakır ve Gezin-Sallar arasındaki hatları sıfırdan yenileniyor." dedi.

Erdoğan, Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi'ne bir iltisak hattı yaptıklarını ifade ederek, "Ülkemizin en büyük fosfat kaynağında üretilen ham maddenin taşınabilmesi için Diyarbakır-Mazıdağı arasında yeni bir demir yolu bağlantısı yapıyoruz. Bu hattı inşallah önümüzdeki yıl bitirmeyi planlıyoruz. Diyarbakır Havalimanı'nı yeniden ele alarak yıllık 5 milyon yolcu kapasiteli yeni bir terminal binası yaptık. Havalimanımızın yolcu trafiği, 2003'te 211 bin iken salgın koşullarına rağmen geçtiğimiz yıl 1 milyon 115 bini aştı." bilgisini verdi.

Diyarbakır'ı şehir içinde raylı sisteme kavuşturmak için kolları sıvadıklarını anlatan Erdoğan, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin şehrin çeşitli yerlerinde özellikle yol, içme suyu ve kanalizasyon altyapısı, halı saha, yurt, çevre düzenlemesi, köprü onarımı, kavşak gibi başlıklar altında 411 milyon liralık yatırım yaptığını dile getirdi.

"Salgın döneminde Diyarbakır'da 1000 civarında iş yeri kapatılırken 4 bin 556 yeni işletme açıldı"
Özellikle Dicle Barajı'ndan suyu almak suretiyle Diyarbakırlılara susuzluk çektirmeyeceklerini ifade eden Erdoğan, "Son 19 yılda Diyarbakırlı çiftçilerimize 5,5 milyar liralık tarımsal destek verdik. Kuraklık nedeniyle hayvan yetiştiricilerimize destek olmak için yaylalarda 44 su deposu inşa ettik. Sanayide, Diyarbakır'a 2 Organize Sanayi Bölgesi, bir teknopark, bir araştırma-geliştirme merkezi kurduk. Diyarbakır'daki 47 bin iş yerimize toplam 2,5 milyar liralık prim teşviki verdik." dedi.

Geçen yıl düzenlenen 254 yatırım teşvik belgesiyle Diyarbakır'da tüm zamanların rekorunun kırıldığına dikkati çeken Erdoğan, "Bu yatırımlar tamamlandığında 16 binin üzerinde vatandaşımıza istihdam alanı açılacaktır. Salgın döneminde Diyarbakır'da 1000 civarında esnaf iş yeri kapatırken bunun tam 4,5 katı olan 4 bin 556 yeni işletme açıldı. Aynı dönemde şehirde 229 şirket kapanırken 1994 yeni şirket faaliyete başladı." diye konuştu.

Erdoğan, önemli bir istihdam kaynağı olan çağrı merkezlerinde görev yapanların sayısının 3 bin 500 kişiye ulaştığını, burada hedefin 5 bin olduğunu bildirdi.

Mesleki eğitim merkezlerinden yararlananların sayısının 4 bine ulaştığına dikkati çeken Erdoğan, doğal gaza kavuşan Diyarbakır'da abone sayısının 214 bini bulduğunu söyledi.

Erdoğan, Zerzevan Kalesi ve Diyarbakır surlarını yılda 5'er milyon turistin ziyaret etmesini hedeflediklerini belirterek, El Cezeri Robotik ve Sibernetik Zirvesi, Film Festivali, Karpuz Festivali, Dengbej Yarışması gibi Diyarbakır'ın değerlerini dünyaya tanıtan projelerin hızla hayata geçirildiğini anlattı.

Uyanış Gençlik Programlarına katılan gençlerin spordan bilgi yarışmalarına kadar her alanda kendilerini gösterme imkanı bulduklarını ifade eden Erdoğan, "Sizin hangi hizmete, yatırıma ihtiyacınız varsa hepsini yapmak boynumuzun borcudur. Başım gözüm üstüne Diyarbekir. Ser sera ser çava Diyarbekir." dedi.

Bugüne kadar yapılanların önemli olduğunu belirten Erdoğan, bugün de Diyarbakır'a ellerinin boş gelmediğini söyledi.

"Yatırım bedeli 2,5 milyar lirayı bulan yüzlerce eser ve hizmetin açılışını yapmak üzere sizlerle beraberiz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bakanlıklarımız, belediyelerimiz, özel sektörümüz tarafından tamamlanan ve toplam yatırım bedeli 2,5 milyar lirayı bulan yüzlerce eser ve hizmetin açılışını yapmak üzere sizlerle beraberiz. Eğitimde, merkezde ve çeşitli ilçelerimizde çok sayıda ana okulu, ilkokul, ortaokul, lise, pansiyon ve spor salonlarının da aralarında bulunduğu 444 milyon liralık yatırımın resmi açılışını bugün yapıyoruz. Sağlık Bakanlığımızca şehrimize kazandırılan 120 yataklı Silvan Devlet Hastanesinin, 112 acil yönetiminin de yer aldığı hizmet binasının, AMATEM ve ÇEMATEM binalarının, Dicle, Hani, Kayapınar ilçelerimizde aile sağlığı merkezi ve 112 Acil binalarının açılışlarını gerçekleştiriyoruz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın Sur'da yürüttüğü projeler kapsamında inşası tamamlanan 164 konutu, 6 oteli, 116 ticari alanı ve yolları hizmete alıyoruz. Ayrıca içinde 814 dükkanın bulunduğu, 5 bin kişiye istihdam sağlayacak oto sanayi sitemiz ile altyapı ve çevre düzenlemelerini de hizmete alıyoruz."

Ulaştırmada, Çermik, Dicle, Çüngüş, Kulp, Hani, Lice, Kocaköy ilçelerinin şehir geçişlerini tamamladıklarını bildiren Erdoğan, Diyarbakır'ın diğer il ve ilçelerle olan bağlantı yollarının da yeni imalat, onarım, tretuvar ve bordürlerle iyileştirildiğini söyledi.

Hani Kırım Köyü Köprüsü, Yenişehir Halil Viran Köprüsü, Ergani Hoşan Köprüsü'nün restore edilerek yenilendiğini belirten Erdoğan, "Tüm bu ulaştırma yatırımlarının da resmi açılışlarını yapıyoruz. Tarım ve Orman Bakanlığımız, Batman sağ sahil sulamasının ikinci kısmını, Ergani Barajı sulamasını, Çüngüş Malkaya köyünü, Çatalderesi taşkın koruma tesisini tamamladı, bunları da hizmete açıyoruz." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının ardından üç noktaya canlı bağlantıların da yapıldığı toplu açılışa geçildi.

Bu doğrultuda, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'ın bulunduğu, Diyarbakır Tekstil İhtisas Organize Sanayii Bölgesi'ne, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin bulunduğu Bismil Ovası Tarımsal Sulama Tesislerine ve son olarak da Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'un bulunduğu Diyarbakır Kayapınar 4'üncü Oto Sanayi Sitesi'ne canlı bağlantılar yapıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra beraberindekilerle Diyarbakır'da yapımı tamamlanan tüm eserlerin toplu açılışını kurdele keserek gerçekleştirdi.

Törene, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, AK Parti Genel Başkanvekilleri Binali Yıldırım ve Numan Kurtulmuş, milletvekilleri, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu da eşlik etti.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner19

banner101

banner25

banner26

banner104

banner34

banner17

banner22

banner18

banner20

banner102

banner30