Problemlere nasıl çözeriz diye bakmalıyız

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Kırıkkale’de düzenlediği basın toplantısında Türkiye gündemini değerlendirdi. Feyzioğlu, Türkiye-Libya anlaşması, arabuluculuk sınavı ve 2019 Nobel Ödülleri hakkında açıklamalarda bulundu.

Problemlere nasıl çözeriz diye bakmalıyız
banner115

Kırıkkale Barosu Başkanlığına seçilen Av. Talat Apaydın’a hayırlı olsun ziyaretinde bulunan Türkiye Barolar Birliği Başkanı (TBB) Metin Feyzioğlu, gündeme ilişkin yaptığı açıklamada Türkiye-Libya anlaşmasının doğru bir dış politika uyguladığını, kararlılığını sahada savunacak güçlü ordusuna ve donanmasına sahip olduğunu söyledi.
 

Feyzioğlu, “Doğru bir dış politika istikametine girmiştir Türkiye. İstikamet doğrudur davada haklıdır. Arkasında kararlı bir irade vardır ve bu kararlılığı sahada savunacak güçlü bir ordumuz ve donanmamız vardır. Uluslararası hukukta herkesin çok iyi bildiği üzere haklı olmak yetmez. Hakkınızı savunacak askeri gücünüzün olması da gerekir. Ancak askeri güçte yetmez, ekonomik gücünüzün de olması gerekir. Çünkü çağımızın asimetrik savaşları sadece ordular arasında yapılmıyor. Ya da silahlandırılan terör örgütleriyle devletler arasında da yapılmıyor. Bu terör örgütlerini destekleyen emperyal güçlerin ekonomik saldırıları, siber saldırıları en az sahadaki silahlı saldırılar kadar önemli” dedi.

Türkiye Barolar Birliği (TBB) ile 4 önemli bakanlık arasında yeni bir platform oluşturacağının müjdesini veren Feyzioğlu, şöyle konuştu:
“Topyekûn siyasi partiler ve hatta hükümetler üstü bir devlet politikasını oluşturmamız lazım. Biz her trajik olay yaşandığında cezaları arttıralım diye çığırılmasını kolaycı buluyoruz. Sonuca etkili ve anlamlı görmüyoruz. Burada özet olarak bir müjde vereyim size asıl açıklamaya Adalet Bakanımızla yağacağız. Biz Türkiye Barolar Birliğinin de (TBB) içinde olduğu bir yeni platform oluşturuyoruz. Adalet Bakanlığımız, İçişleri Bakanlığımız, Aile Bakanlığımız, Maliye Bakanlığımız, Türkiye Barolar Birliği (TBB) yan yana gelerek meselenin tüm boyutlarını ele almak zorundayız. Elbette Milli Eğitim Bakanlığımız bir çalışma yapacak ama bu bahsettiğimiz şu; Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerinde hukuki koordinasyon yapmak üzere bir avukata ihtiyacımız var”

Feyzioğlu, şöyle devam etti:
“Gerek Emine Bulut vakasında gerek Eskişehir’de yaşanan trajedide ortada bir koordinasyon eksikliği devletin yetkili makamları arasında bir kopukluk olduğu açık. Suçlayarak değil, nasıl çözeriz diye konuya bakarak konuya o yaklaşımla değinerek, yürüdüğümüzde çözüm orda. Barolarımız yıllarını, ömürlerini, kadın haklarını adamış olan bu konuda uzman, fedakâr, gönüllü binlerce avukata görev veriliyor. Bu avukat meslektaşlarımızı örgütlü bir şekilde Aile Bakanlığı tarafından işletilen Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerimize nöbetler halinde göndereceğiz. Suçlayarak değil çözüm bularak yürüyeceğiz."

Gündemin ‘arabuluculuk sınavı’ ile çalkalandığını dile getiren Feyzioğlu, sınava giren kişi sayısının 30 binin üstünde olduğunu söyledi. Feyzioğlu, “Geçtiğimiz günlerde bir arabuluculuk sınavı oldu. Ben yetkili makamlarla uzun uzun görüştüm. Görüşmeye de devam ediyorum. Sınava giren ve onların yakını olan meslektaşlarımız ki sayı çok yüksek 30 binin üstü. Bir sorun dile getiriliyorsa bunu görmezden gelemeyiz. Haklı ya da haksız bir şikâyet varsa bunu görmek zorundayız. Bizim amacımız arabuluculuk sınav sorularının ve cevaplarının şeffaflık bir şekilde yayınlanması. Böylece çok istismar edilen sorular verildi. Filancaya cevap anahtarı da verildi vs. gibi bir takım şaibeleri şeffaflıkla önleriz. Eğer birisi bir sınava giriyorsa kendisine ne soru sorulduğunu eline alıp öğrenme hakkına bence sahiptir. Cevap anahtarını da bilme hakkına sahiptir. Yanlış varsa da şu soruları iptal ettirme hakkının kullanılabilmesi için soru ve cevap anahtarlarının yayınlanması gerekiyor” diye konuştu.

Srebrenitsa katliamını inkar eden ve Sırp savaş suçlularını savunan soykırım yanlısı Peter Handke, 2019 Nobel Edebiyat Ödülünün verilmesine de değinen Feyzioğlu, “Çok üzücü bir durum. Ben Nobel’i yüreğinin hakkıyla, bileğinin hakkıyla daha önceden almış olan insanlara üzülüyorum. Nobel Barış Ödülü siyasi bir ödül belki. Edebiyat ödülünde de siyaset yapıldığı çeşitli çevrelerin müdahale ettiği bilinmekte ama bu kadarı da olmamıştı ya Srebrenitsa katliamını adeta meşru gösteren o dönemde Sırp kasaplarının Uluslararası Ceza Mahkemesinin daha sonra mahkûm ettiği, insanlığa karşı suç ve savaş suçu mahkûmlarının suçlularının Edebiyat alanında adeta menajerliğini yapmaya soyunmuş. Bir insanın hayata dair hangi güzellikten bahsederse bahsetsin ben yüreğinin temiz olduğunu düşünemiyorum, bunu anlayamıyorum. Nobel Edebiyat Ödülü sadece bir kitap bir yazı üstüne verilemez. Savaş suçlularını öven ve savaş suçlarını baş tacı edilen bir kişidir” şeklinde konuştu.

Güncelleme Tarihi: 11 Aralık 2019, 20:05
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner19

banner101

banner25

banner26

banner104

banner34

banner17

banner22

banner18

banner20

banner102

banner30