Öksürük ve ateş varsa hastaneye gidin!

Koronovirüs hastalığı toplumda en ufak bir şikayette hastaneye gitme ya da ağır belirtiler olsa bile virüs bulaşacağı kaygısıyla hastaneye gitmeme gibi farklı davranışlara yol açıyor. Konu ile alakalı açıklamalarda bulunan Acıbadem Eskişehir Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Neslihan Kantarcı, “Hastaneye geç başvurmak tedavinin gecikmesine sebep olabiliyor” dedi.

Öksürük ve ateş varsa hastaneye gidin!
banner115

Korona virüs hastalığı belirtileri gösteren hastaların sağlık kurumlarında virüs olduğu korkusuyla doktora gitmemesi hastalığın seyrini ağırlaştırabiliyor. Acıbadem Eskişehir Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Neslihan Kantarcı, yüksek ateş, öksürük, nefes darlığı, eklem ağrıları gibi belirtileri olan kişilerin 184 ya da 112’yi arayabileceğini belirterek, “Sağlık ekipleri telefonla sizi yönlendirecektir. Ancak hastalığın belirtileri varsa hastaneye gidebilir ve tetkik isteyebilirsiniz. Çünkü hastanelere geç başvurmak da tedavinin gecikmesine sebep olabiliyor ve durumu daha karmaşık hale getirebiliyor” uyarısında bulundu. Gerek dünyanın gerekse ülkemizin gündemini yoğun bir şekilde işgal eden korona virüs hakkında ayrıntılı bilgi veren Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Kantarcı, risk gruplarını ve hastalığın hayati risk teşkil edebileceği durumları anlattı.

Salgın haberlerinin yoğunluğuna bağlı olarak bir grup insanın kendisinde bu belirtilerin olduğu endişesiyle gereksiz yere hastanelere akın ettiğini ancak bazı kişilerin de doktora gitmesi gerektiği halde ‘virüs bulaşacağı’ korkusuyla hastanelerden uzak durduğunu anlatan Dr. Kartarcı, “Daha önce hiç nefes darlığı yaşamamışsınız, solunum yolu enfeksiyonu ile beraber öksürük, halsizlik, yaygın kas ve eklem ağrıları ile ateş yüksekliği varsa lütfen kendinizi ihmal etmeyin” dedi.

Kanser hastaları nelere dikkat etmeli?
Koronavirüsün özellikle kronik hastaları etkilediğini buna karşın ilaçlarını düzenli kullanan ve herhangi bir sıkıntısı olmayanların hastaneye başvurmasına gerek olmadığını belirten Dr. Kantarcı, kanser hastalarını bu durumun dışında tuttu. Kemoterapisi devam eden kanser hastalarının tedavilerini aksatmaması gerektiğini vurgulayan Dr. Kantarcı, sözlerine şöyle devam etti:
“Kanser hastalarının durumlarını doktorları değerlendircektir. Ancak ‘korona korkusu’ nedeniyle hastaneye gelmemezlik etmesinler. Takip ve tedavilerini hekimlerinin düzenlediği programa göre yapmaları gerekiyor. Kendilerine göre tedaviye devam etmemeye karar vermesinler. Herkese önerdiğimiz gibi kanser hastalarının da izole yaşaması gerekiyor. Çünkü kemoterapi bağışıklıklarını çok düşürüyor. Bu da onları tüm virüslere açık hale getiriyor. Etraflarındaki herkes bu virüsü taşıyormuşçasına dikkat etmeliler. Bu nedenle maske kullanımına çok özen göstermeliler.”
Bağışıklık sistemini baskılayıcı hastalığı bulunan ya da ilaç kullanan kişilerin Covid-19 için yüksek risk grubunda yer aldığını hatırlatan Dr. Kantarcı, “Korona virüs hastalığı bu hastalarda daha ağır seyrediyor. Yoğun bakım hastalarının çoğunluğunu yaşlı ve kronik hastalığı bulunan hastalar oluşturuyor. Bu hastaların yüzde 15’inde de virüs ölümcül etki yapabiliyor” dedi.

“Evde kal” çağrısına uymak önemli
Kişilerin yaşadığı kentte vaka sayısının az olması nedeniyle rahatlığa kapılıp evden çıkmasının doğru olmadığını özellikle vurgulayan Dr. Kantarcı, tespit edilmese de çok sayıda taşıyıcının bulunabileceğine dikkat çekti. “Evde kal” çağrısına uyulmasının önemli olduğunu belirten Dr. Kantarcı, “Hem kendi sağlığımızı hem de başkalarınınkini korumaktan sorumluyuz” dedi. Dr. Kantarcı, test dışında korona virüs taşıyıp taşımadığımızı öğrenmenin yolu olup olmadığı konusunda ise, “Hem muayene hem de hastaların şikayetlerinin yanı sıra kan testlerinden yararlanıyoruz. Akciğerlerin değerlendirilmesi için tomografi cihazı var. Ancak tomografi de son zamanlarda yanlış kullanılmaya başlandı. Çünkü insanlar haklı olarak çok endişeli oluyorlar ve virüsü taşıyıp taşımadıklarını anlamak istiyor. Tomografide bazen şüphe uyandırabilecek durumlar da görünüyor ama o bulguların hiçbiri o hastada yüzde yüz COVID-19 enfeksiyonu oluştuğunu söylemez. Aslında burada yapılması gereken şikayeti çok fazla olmayan hastanın, tomografik bulguları olsa bile evde izolasyona alınması. Evde verilebilecek birtakım tedavilerle evde kendini izole etmesi öneriliyor. Pozitif de çıksa negatif de çıksa, ‘Evinizde kalın ve izole olun’ çağrısı önemli” ifadelerini kullandı.

Ne kadar süreceği belli değil
Salgının kontrol altına alınmasının ya da “normalleşme” sürecinin ne zaman başlayacağının şimdilik belli olmadığını söyleyen Göğüs Hastalıkları Uzman Dr. Kantarcı, “Ne kadar kişiye bulaştığı, yayılmanın devam edip etmediği bir sürü faktör var. Az vakayla yıllar da sürebilir ya da hızlı bir şekilde 6 ay da sürebilir. Bunu gidişat gösterecek” dedi.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner19

banner101

banner25

banner26

banner104

banner34

banner17

banner22

banner18

banner20

banner102

banner30