Bizim çıkacak kanalımız yok, senin yatacak yerin yok

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "sosyal medya mecralarının kaldırılmasını istiyoruz" diyen çıkışına CHP'li Muharrem İnce'den yanıt geldi…

Bizim çıkacak kanalımız yok, senin yatacak yerin yok

Muharrem İnce sosyal medya paylaşımları şu şekilde;

“Sosyal Medyada beni takip etmeyebilirsiniz, engelleyebilirsiniz, sessize alabilirsiniz, yazdıklarımı, görüşlerimi eleştirebilirsiniz, dislike edebilirsiniz, oy moy yok diyebilirsiniz, kel diyebilirsiniz, “bıyıksız” diyebilirsiniz.

Ama hakaret ve küfür etmeyin, bana da etmeyin, rakiplerimize de etmeyin, birbirinize de etmeyin. Küfür ve hakaretle, nefret dili ile siyaset yapılmaz, siyasal propaganda yapılmaz.

Bizim sosyal medyadan başka kendimizi ifade edebileceğimiz mecra kalmadı, Gazeteler, Televizyonlar Hükümetin kontrolüne geçti. Beni davet edip “stüdyoda bekle, biz AK Parti Genel Başkanına bağlanacağız” diyen, demek zorunda bırakılan televizyonlar var artık.

Saygınlığını yitirmiş, reytingi ve tirajı düşmüş plaza medyası iktidarı kesmiyor, çünkü etki gücü zayıfladı, gençlere hitap etmiyor. Bu nedenle sosyal medya düzenlemesinden, sosyal medyayı zapturapt altına almaktan söz ediyor. Yapabilir mi? İstediği sonucu alamaz ama deneyecek.

Sosyal medyayı kamu bankasından verdirdiği krediyle kontrolüne aldığı medya kuruluşları gibi zannediyor. Öyle değil. Kamu bankasının verdiği krediyle el değiştiren medya organları iktidarın halkla ilişkiler faaliyetini yürüten iktidar aparatlarına dönüştüler.

Hep söylediğim gibi bir ülkede basın özgür değilse kimse özgür değildir. Bir iktidar basın özgürlüğünü kısıtlıyorsa, bilin ki kendine güvenmiyordur, korkuları vardır.

Basın Özgür değilse, reyting ve tiraj kaygısı yerini iktidarı kızdırmama kaygısına bırakmışsa, parasıyla verilen bir ilanı bile yayınlanmaktan kaçınıyorsa doğalgaz fiyatını, vergi artışlarını, yolsuzluğu, köprü ve otoyollara verilen yüksek garantileri sorgulayamazsın.

Reyting ve tiraj kaygısını bırakmış, parasıyla ilan yayınlamaktan bile kaçınan medya kuruluşlarının döviz cinsinden aldıkları kredileri geri ödeyip ödemediklerini, ödüyorlarsa nasıl, hangi parayla ödediklerini öğrenmek bu ülkede yaşayan herkesin hakkı.

Çünkü basının varlık nedenini yok sayarak izledikleri yayın politikasını ne pahasına yaptıklarını öğrenmek, bilmek hepimizin hakkı. Basın özgürlüğü, şeffaflık bir ülkedeki sosyal ve ekonomik gelişme için en önemli parametredir.

Şeffaflığı, haber yapma ve alma özgürlüğünü, hukuk devletini, demokrasiyi yok ederseniz ekonomiyi toparlayamazsınız, refahı artıramazsınız, geliri adaletli dağıtamazsınız. Yanlış yaptığınızda size yanlış yapıyorsunuz diyenlerin sesini kısmış olur, yanlışlara devam edersiniz.

Ülkelere yatırım yapılabilirliği gösteren MSCI Türkiye’yi gelişmekte olan ülkeler endeksinden çıkarıp bir alt endekse (Frontier) düşürebileceğini gündeme getirdi.

Türkiye ekonomisi için iyi olmayan bu noktaya nasıl geldik? MSCI’yı suçlamak, dış mihrak demek kolay da Türkiye ekonomisinin ihtiyacı olan yabancı kaynağı nasıl bulacağız?

Şeffaflığı yok ederseniz, serbest piyasa kurallarını işletmezseniz, kontrollü ekonomi algısına sebep olacak kararlara imza atarsanız yatırımcıları ürkütür bu tür kuruluşların olumsuz değerlendirmelerine ve bunun mali piyasalarımızda yaratacağı olumsuz sonuçlara sebep olursunuz

Youtube yayınını yoruma kapattın, üniversite kapattın, Halk Tv ve Tele1 ekranlarını kararttın, sosyal medyayı kapatmakla tehdit ediyorsun. Ne yapmak, nereye varmak istiyorsun? Bizim çıkacak kanalımız yok, senin yatacak yerin yok!”

Güncelleme Tarihi: 02 Temmuz 2020, 01:03
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner19

banner101

banner25

banner26

banner104

banner34

banner17

banner22

banner18

banner20

banner102

banner30