Vahşi Çocuk Victor

1800lü yıllar… Güney Fransa’da bir köyün yakınlarında meşe ağaçlarıyla kaplı büyük bir orman… Ormana meyve toplamaya gelen bir kadın aniden yerdeki yaprakların arasından sesler duyar ve dört ayağı üzerinde hızla hareket eden tuhaf bir canlı görür. Korkarak köye koşar ve köylülere haber verir. Köylüler köpekleriyle birlikte bu garip yaratığı yakalamaya gelirler.

Yakaladıkları varlık 11-12 yaşlarında, doğada büyüdüğü tahmin edilen bir çocuktur. Bilim insanlarının ilgisini çeken bu çocuk incelemeye alınır. Vücudunun çeşitli yerlerinde yara izleri olduğu görülen çocuğun 3 yaşlarından itibaren ormanda tek başına yaşam mücadelesi verdiği anlaşılmaktadır. Çevresine yabani gözlerle bakan çocuk oldukça saldırgandır, iki ayağının üzerinde yürüyemez, konuşamaz. Yalnızca bazı anlamsız sesler çıkarmaktadır. Bedeni çok yüksek ve düşük sıcaklıklara karşı duyarsızdır. Doğada duyduklarına benzeyen sesler dışındaki uyaranlara karşı da tepkisizdir.

Bu çocuğa sonradan Victor adını veren, Itard adında bir doktor onu vesayetine almak ve eğitmek ister. Doktor Itard çocuğun temel bakımını sağlar ve ona yürümeyi, kaşık ve çatal kullanarak yemek yemeyi öğretir, bazı ince motor becerilerinin gelişmesini sağlar. Victor öğrenmeye karşı büyük bir direnç gösterir ve zaman zaman hırçınlaşıp sert tepkiler vermektedir. Doktor Itard tüm zorluklara rağmen onun eğitilebileceğine inanmaktadır fakat tüm çabalarına karşın Victor bir iki kelime dışında konuşmayı öğrenemeyecektir ve istenilen düzeyde gelişme gösteremeyecektir.

François Truffaut’nun gerçek bir hikayeden yola çıkılarak yayınlanan The Wild Child (L'Enfant Sauvage) filmi bizleri insanlaşma sürecimiz hakkında düşünmeye yöneltiyor. İnsanı insan yapan özellikler nelerdir? İnsanın içinde yetiştiği çevrenin nitelikleri, gelişiminde ne kadar etkilidir? İnsanın el değmemiş, özünde ya da hakikatinde neler vardır? Bu öz, zaman içinde diğer faktörlerle birlikte ne gibi değişimlere uğrar? Bu değişimler insanlaşma süreci açısından gerekli midir? İnsan yavrusu bir öteki olmadan hayatta kalabilir mi? Gelişebilir mi? Konuşabilir mi? Zihninde ne tür temsiller vardır ve nasıl düşünür?

Dil bilimci Noam Chomsky’e göre insan diğer canlılardan farklı olarak dil öğrenme yeteneğine sahip olarak dünyaya gelir. Fakat bu yeteneğin gelişebilmesi için diğer insanlara ve belirli koşullara ihtiyaç vardır.

Fransız psikanalist Jacques Lacan’a göre yaşamın ilk 6 ayı, bebeğin uyaranları parçalanmış, dağınık olarak algıladığı parçalanmış beden imgeleri dönemidir. Lacan 6-18. ayları arasını ise ayna evresi diye adlandırır. Bu evrede bebek kendini annesinin yüz ifadeleri, sesi, dokunuşu aracılığıyla tanımaya, o ilk evredeki dağınıklığı toparlamaya başlar. Tıpkı bir aynaya bakıyormuş gibi annesinin gözünden yansıyan imgelerle kurar kendisini. Daha sonra bebek annesiyle kendisinin birbirlerine yetemeyeceğini, annesinin de başka ilgileri ve ihtiyaçları olabileceğini fark eder. Üçüncü unsurların varlığını kabul etmesiyle, kendisinin dış dünyadan ayrı bir varlık olduğunu anlar. Lacan’ın semboliğe giriş olarak adlandırdığı bu aşamada çocuk, bu ilişkiler sistemini zihnindeki semboller aracılığıyla canlandırıp düzenler, dile dönüştürür ve kültürel yapı içine girer. 

Victor’un hangi koşullarda ve ne zaman ormana bırakıldığını bilmiyoruz. O yaşa kadar tek başına hayatta kalmayı başarabildiği için şanslı olduğunu düşünebiliriz. İnsani özellikler olarak nitelendirdiğimiz bazı yetilerinin sonradan gelişmesinin ne kadar zor olduğunu görmemiz, insanın ancak diğer insanlarla etkileşim içinde kültürel varlığını sürdürebileceğini gösteriyor.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Talat Arslan
Talat Arslan - 4 yıl Önce

Aslında ihtiyacımız olan bir çok konuyu değiniyor olmanız çok ama çok güzel. Sizin gibi bireyi ele alan ve bilgilendirme konusunda içinde bulunduğumuz toplumu bilgilendirme konusundaki düşünceleriniz ve yazılarınız tabiki mutluluk verici. Tek temellim bu yazdıklarınızı daha çok insana ulaşabilme ve daha çok insanın ulaşma arzusu duyması. Yazınızın ve bilginizin üstüne konuşulacak bir durumun olmadığını zaten yeterince bilgilendici olduğu da ortada.

İrfan Süzer
İrfan Süzer - 4 yıl Önce

gelecegin dahilerinden Aslı hocamdan yine çok guzel ve aydınlatıcı bir yazı. Kalemine sağlık

banner19

banner126

banner25

banner26

banner104

banner34

banner17

banner22

banner18

banner20

banner102

banner30