Ülkemizi su krizi bekliyor!

Dünyada kısıtlı olan temiz su kaynaklarına hala bir milyarı aşkın kişi erişemiyor. Her geçen gün artan nüfus ile birlikte ortaya çıkan ‘su stresi’ 2050 yılında tüm dünyayı etkisi altına alacak. İstanbul’da oluşabilecek su krizi için ise öngörülen tarih 2030…

Ülkemizi su krizi bekliyor!
banner127

Ev içi kullanımdan tarıma, endüstriyel yaşamdan enerjiye kadar hayatımızın her alanını etkileyecek kapıda bekleyen su krizine karşı harekete geçmek gerekiyor. Gelecek on sene içerisinde su krizine karşı 7’den 70’e herkesin bilinçlenmesi ve tasarruf konusunda duyarlı olması gerekiyor. Hayatımızın merkezine ‘sürdürülebilirlik’ kavramını koyarak, her adımımızı bu yönde atmamız şart!

Tarımdan evsel kullanıma, endüstriden enerji üretimine kadar her alanda kullanılan su, dünyanın en önemli kaynakları arasında yer alıyor. Dünyadaki toplam su miktarı, yaklaşık 1,4 milyar km3. Ülkeler; okyanuslar, denizler ve göller ile çevrilmesine karşın, dünyadaki su kaynaklarının yalnızca %2,5’i tatlı sudan oluşuyor. Bununla birlikte bir milyarı aşkın kişi, ne yazık ki temiz içme suyuna ulaşamıyor. Teknolojinin ilerlemesi ile birlikte gelişmemiş ülkelere temiz su temini konusunda çalışmalar devam ederken, su krizinin yakın gelecekte dünyanın büyük kısmını etkilemesi bekleniyor.

2050 YILINDA SU STRESİ KRİZİ BÜYÜYECEK

Dünyanın yaşanabilir bir yer olması için her alanda sürdürülebilir çalışmaların önemine vurgu yapan ve sürdürülebilirlik kavramını insan – doğa – üretim – tüketim ekseninde bir uyum içerisinde kitlelere ulaştırma hedefindeki Mavi Gelecek Derneği, potansiyel su kıtlığına dikkat çekiyor. Tüm dünyada artan nüfus, endüstri faaliyetlerinin yoğunlaşması ve verimsiz sulama yöntemleri ile yapılan tarım faaliyetleri, erişilebilir su kaynakları üzerindeki baskıyı artırıyor. Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan rapora göre dünyada 50’den fazla ülkede 500 kent 2050 yılında su kıtlığı yaşayacak. Her geçen gün su arz – talep dengesizliği oluşan ‘su stresi’ ile bugünden 2050’nin işaretlerini veriyor.

Türkiye de gelecek 30 yıl içerisinde dünya su krizinden etkilenecek ülkeler içerisinde. Birleşmiş Milletler’in kamuoyu ile paylaştığı raporda; 2016 yılından itibaren İstanbul’un kişi başına düşen su miktarının 1.700 metreküpün altına düşmesi nedeniyle “su stresi” yaşadığı belirtiliyor. Ve rapor 2030 yılından itibaren su stresini “su krizi” ne dönüşeceği uyarısıyla devam ediyor.

YENİ NESİL BİLİNÇLENDİRİLMELİ

Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri doğrultusunda çalışmalarını sürdüren Mavi Gelecek Derneği, 10 ana hedef arasında yer alan ‘temiz su ve sıhhi koşullara erişim’ konusunda toplumun bilinçlendirilerek gelecek nesillerin su sıkıntısı yaşamasının önüne geçilebileceğine inanıyor. Küresel su tüketimi gün geçtikçe artıyor. Öte yandan kaynaklarımız oluşan bu talebi karşılayabilmek için yeterli değil. Elimizdeki kaynağı verimli kullanmak ve gelecek nesillere aktarabilmek mümkün. Sektör bazında küresel su tüketimi incelendiğinde %69 gıda ve tarım, %19’u enerji ve endüstriyel sektörler, %12’si ise içme suyu ve evsel kullanımda harcanıyor. Öncelikle tarım faaliyetlerinde daha verimli bir sulama ve verimli tarımsal planlama ile su tasarrufu yapılmalı. Ayrıca küreselleşen ve akıllı şehirlere doğru giden sistemde su altyapı çalışmaları gözden geçirilmeli. Üretim süreçlerinde olduğu gibi tüketimde de sürdürülebilir ana hedef olmalı. Beyaz eşya seçiminden duşta geçirilen sürelere kadar tasarruf ön plana çıkartılmalı. Yeni neslin de bu tasarruf anlamında daha da bilinçlendirilmesi gerekir.

Mavi Gelecek Derneği Hakkında:

Artan Dünya nüfusu ve teknolojik gelişmeler sonucu giderek artan enerji ihtiyacına karşılık, bilinçsiz kullanım ve tüketim sonucu mevcut kaynaklar hızla azalmakta ve yok olmaktadır. Diğer yandan, hızla artan sera gazları (özellikle karbondioksit gazı) emisyonlarının neden olduğu küresel ısınma ve ardından gelen iklim değişimi sonucu dünyamız ciddi afetler ve her türlü kaynak kaybı ile karşı karşıya bulunmaktadır. Bu nedenle, MADER’ in amacı; her zamankinden daha da değerli hale gelen mevcut kaynakların hem iklim değişikliğine, hem de hatalı kullanıma karşı korunması ve bu konuda toplumsal bilincin artırılması için çalışmalarda bulunmaktır. Ayrıca küresel iklim değişimi sonucu meydana gelen ve gelecek muhtemel felaketlerin önüne geçebilme yada en aza indirebilmek maksatlı yenilenebilir enerji kaynaklarına ağırlık verip, etkin ve doğru kullanılması için her kesimle işbirlikleri yapmak, bilgilendirme ve eğitim seminerleri düzenlemek, çözümler üretmek ve ortak çaba göstermektir.

Güncelleme Tarihi: 04 Mart 2020, 15:56
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner19

banner101

banner25

banner26

banner104

banner34

banner17

banner22

banner18

banner20

banner102

banner30