Vatandaşın ekmeği ile oynanmamalı

Ömer Fethi Gürer: "Ekmek hamuru mayasına yüzde 80 zam geldi. Elektriğe, tuza ve diğer girdilere de zam geldi. Ekmeğe zam yapılmamalı. Una gelen zammı da fırıncının faturası ile bakanlığa ilettiğinde devlet bu zammı karşılamalıdır."

Vatandaşın ekmeği ile oynanmamalı
banner127

CHP’li Ömer Fethi Gürer, kuraklık ve pandeminin etkisine rağmen tarımda uygulanan yanlış politikaların un ve ekmek zammı olarak kendini gösterdiğini belirtti.  Böyle giderse ekmek fiyatlarının 3-4 liraya çıkma ihtimalinin bulunduğunu söyleyen Gürer, “Ekmeğe zam yapılmasın, fırıncının una gelen zammını bir yıl süreyle devlet karşılasın, ekmekle fiyatı ile oynanmasın” dedi.

İktidarın ithalat politikasını, karınca ile ağustos böceği hikayesinde yaz günlerini saz çalarak geçirip, kışın karıncaya muhtaç olan ağustos böceğine benzeten Gürer, bugün tarımda yaşanan sorunlar ile temel tüketim ürünlerine gelen zamları sadece pandemiye, kuraklığa ya da dış güçlere bağlamanın da olası olmadığını vurguladı. 

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yaptığı açıklamada tarımda yaşanan sorunlar, un ve ekmek fiyatlarına gelen zammın yansımaları ve çözüm önerilerini anlattı. 

Tarımda yaşanan sorunları tarihsel süreciyle birlikte değerlendiren CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, kuralık, pandemi ve döviz kurlarındaki hesaplanamayan artışların, tarımda ve tarımsal ürünlerdeki fiyat artışlarına önemli yansımalarının olabileceğini ancak işin özünün AK Parti zihniyetinin tarımda 20 yıldır uyguladığı yanlış politikalarla oluşan durdum olarak değerlendirilebileceğini kaydetti. 

Cumhuriyetin ilk yıllarında Mustafa Kemal Atatürk’ün ilk ele aldığı konunun tarım olduğunu anımsatan CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, o dönemde 6.5 milyon hektar olan Türkiye’nin ekilebilir tarım arazisinin 1950’de 25 milyon hektara, 1980’de ise 28 milyon hektara çıkarıldığını belirtti. 

2010 yılında 24.4 milyon hektara gerileyen tarım arazilerinin 2021 yılında Cumhurbaşkanlığı verilerine göre  23 milyon 100 bin hektara kadar düştüğünü söyleyen Gürer, 1980 yılından bu yana 5 milyon hektara yakın tarım arazisinin yok edildiğine dikkat çekti.

Çiftçi Kayıt Sistemi’ndeki (ÇKS) 800 bin kişinin çiftçiliği bıraktığını belirten Gürer, “Böylece Türkiye kendi kendine yeten bir ülke olmaktan çıkıp ithalatçı bir noktaya evriliyor.  ‘Paramız var gideriz, yurt dışından alırız’ düşüncesi ile ne yazık ki tarım politikalarında gerçekçi uygulamalardan vazgeçildi” dedi.

Taban fiyat uygulamalarındaki hatalar, ekim yapan yerine arazisi olana destek verilmesi gibi uygulamaların çiftçi sayısının azalmasına ve ekim alanlarının daralmasına neden olduğunu ifade eden CHP Milletvekili  Ömer Fethi Gürer, çözümü ithalatta arayan AKP iktidarın, üretimden uzaklaşmasının da bugün yaşadığımız sorunların en önemli nedenleri arasında yer aldığına değindi. 

AK Parti'nin tarım politikasını ağustos böceği ile karıncanın hikayesindeki yaz boyunca şarkı söyleyip, kışın karıncaya muhtaç olan ağustos böceğine benzeten Gürer, “Karınca ile ağustos böceği hikâyesinde anlatıldığı gibi ithalat yaptığı süre içerisinde yurt dışı piyasalarının uygun olması Adalet ve Kalkınma Partisinin tarımdaki yanlış politikalarının açığa çıkmasını engelledi.  Kuraklık ve pandemi süreci tüm çıplaklığıyla gerçeğini açığa çıkmasına sebep oldu” dedi. 

CHP Milletvekili  Ömer Fethi Gürer, AKP iktidarının tarımda planlama yapmaması ve öngörüsüz olmasının da bugün yaşanan sorunların en önemli nedenleri arasında yer aldığını belirtti. 

TÜİK’in Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan aldığı hububat rekoltesi tahmini ve buğday ve arpa açığı  ilgili rakamlarda da yanıldığını belirten Gürer, “Bu yıl Mayıs ayında TÜİK Tarım ve Orman Bakanlığı verilerini açıklıyor. Ve diyor ki bir önceki yıla göre buğday üretimi %7.3 oranında azalarak 19 milyon ton olacak, arpa üretimi %6. %6 oranında azalarak 7.8 milyon ton olacak, çavdar üretimi 3,6 oranında azalarak 285 ton olacak, yulaf üretimi %6.5 oranında artarak yaklaşık 335 bin ton olacak diye öngörüde bulunuyor. Mercimek için ise %6.6 oranında artarak 350 bin ton olacak deniliyor. 

Hasat döneminde Ekim ayına gelince bu sefer rakamları güncelleyerek şu açıklama yapılıyor:  
‘Buğdayın bir önceki yıla göre üretimi %13.9 oranında azalarak yaklaşık 17.7 milyon ton, arpa üretimi %30.7 azalarak yaklaşık 5.8 milyon ton, çavdar üretimi %32.4 oranında azalarak 200 bin ton, yulaf üretimi 9.1 oranında azalarak 286 bin ton olacağı açıklanıyor. Olaya bakar mısınız? Mayıs ayında 19 milyon ton Türkiye’nin buğday üreteceği tahmin edilirken, Ekimde bu tahmin 17.7 milyon tona çekiliyor” şeklinde konuştu. 

2020 yılında Tarım ve Orman Bakanlığı stoklarda yeterli hububatın olduğunu açıkladıktan hemen sonra peş peşe  ithalat ihalelerinin yapıldığını hatırlatan Gürer, “450 bin ton arpa açığı olduğu söyleniyor ama ithal edilen arpa miktarı 2 milyon tona yakın. TMO arpada 1750, ekmeklik buğdayda 2250 ve makarnalık buğdayda 2450 lira taban fiyat açıkladı. Bakan, ‘çitçi bu fiyatlardan memnun’ dedi. Ancak TMO bu fiyatlardan buğday alamadı. Çünkü serbest piyasada fiyat daha yüksekti” şeklinde konuştu.

20 milyon ton buğday üretimi yapılan ülkemizde yılda ortalama 10 milyon ton buğday ithalatının yapıldığını belirten Gürer, kuraklığın etkisi ve diğer etkenlerde buğday üretiminin 16,5 milyon tona gerilediğini, yurt dışından uygun fiyata buğday alamayınca da sorunların artığını ifade etti.

Tüccarın buğdaya TMO’dan daha çok fazla fiyat vermesi, TMO’nun ithalata yönelmesiyle artan yurt dışı fiyatının, iç piyasayı yükseltmesinin un fiyatları ile unlu mamul ürünlerinin fiyatlarının artmasına neden olduğunu söyleyen Gürer, bu durumun ekmek üretimini de olumsuz etkilediğine dikkat çekti. 

Geçen yıl ağustos ayında 110  lira olan 50 kg'lık buğdayın fiyatının bu yılın Ağustos ayında 180 liraya, Ekim ayında 220 liraya, şimdi ise 350 liraya çıktığını hatırlatan CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Ekmek hamuru mayasına yüzde 80 zam geldi. Elektriğe, tuza ve diğer girdilere de zam geldi.” dedi. 

Girdi maliyetlerinin artmasının ekmek fiyatını 2 lira 25 kuruşa çıkarabileceğini belirten Gürer, “Ama ekmeğin 4 lirayı da kısa süre içinde görme ihtimali var. Vatandaş gerçekten çok mağdur. Bu konuda iktidar gerekli düzenlemeleri yapmalı. TMO Nasıl ki arpayı yurt dışından 3 bin 900- 4 bin lira vererek  alıp yurt  içinde 2 bin 50 liradan besici, sanayiciye satıyor ve bir dengeleme sağlıyorsa, una gelen zammı da fırıncının faturası ile bakanlığa ilettiğinde devlet bu zammı karşılamalıdır. Vatandaşın ekmeği ile oynanmamalıdır” diye konuştu.

Böylesine zor bir dönemden geçilen süreçte ekmeğe zam yapılmaması gerektiğini anlatan CHP Milletvekili  Ömer Fethi Gürer, “Vatandaşın tüketebileceği bir tek ekmek kaldı, ekmekle oynanmasın. Un fiyatlarından fırıncıya düşen yük neyse devlet onu en az 1 yıl süreyle karşılayarak ekmek fiyatındaki artışı önlesin. Vatandaşın alım gücü bir tek ekmeğe yeter durumda. Ekmek fiyatının artmamasının yolu fırıncıya gereken desteğin sağlanmasından geçer” ifadelerini kullandı.
 

 

Güncelleme Tarihi: 24 Kasım 2021, 23:12
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner19

banner101

banner25

banner26

banner104

banner34

banner17

banner22

banner18

banner20

banner102

banner30