Geçmişimizden dersler alarak yaşıyoruz

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Biz insanız. Geçmişimizden dersler alarak yaşıyoruz. Devletler de öyledir. Devletler de insanlar gibidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti geçmişte birçok konunun kamburunu taşımak durumunda kalmıştır. Onlardan biri de terördür." dedi.

Geçmişimizden dersler alarak yaşıyoruz
banner127

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kanal D'de 'Neler Oluyor Hayatta' programında açıklamalarda bulundu.

Bakan Soylu'nun açıklamaları şöyle:

Uluslararası Göç Filmleri Festivali'ne başladık. Türkiye göç konusunda tüm dünyaya insanlık adına örnek olan, vicdanın merhametin ne olduğunu sadece kitaplarda değil, hayatında yaşayan ve bunu gösteren bir ülke. Dünyaya da ders veren bir ülke. Biz ABD'den, İngiltere'den zengin değiliz. Ama yaptıklarımız ders bırakıyor. Şuan 30 milyon insan göç filmlerini izledi.

41 bin satılacak bilet vardı. 32 bin'i tükendi.

Tüm katkı koyanlara, destek verenlere Türkiye'nin göç politikasını anlatanlara, farkındalık yaratanlara teşekkür ediyorum. 

Göç süreci bitmeyecek. Afganistan, Pakistan daha zengin olmayacak. Az gelişmiş ve gelişmiş ülkeler arasındaki farklar daha da büyüyecek. Ne yapacaklar? Umuda yolculuğa çıkacaklar. Biz bunun adına 'sınırsız yolculuk' diyoruz. Türkiye tüm görevini getirmenin rahatlığı içinde.

Biz insanız. Geçmişimizden dersler alarak yaşıyoruz. Devletler de öyledir. Devletler de insanlar gibidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti geçmişte birçok konunun kamburunu taşımak durumunda kalmıştır. Onlardan biri de terördür. 

Terörden kurtulmak lazım. Bunun için de toplu bakışa ihtiyaç vardır. Türkiye terörden kurtulmak için çaba sarfediyor. İran-Irak-Suriye sınırından gelen saldırıları engellemek için çalışmalar yaptı Türkiye.

Metehan'a nasıl bakılıyorsa, Osmanlı'nın kuruluşu nasıl değerlendiriliyorsa, Mustafa Kemal Atatürk'ün mücadelesi nasıl değerlendiriliyorsa da yıllar sonra 'Ne yaptı Türkiye de buraya geldi' diye Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik de değerlendirmeler üniversitelerde yapılacak.

Sınırlarımızdaki güvenlik sistemimiz, gece görüş kameralarına kadar olmasaydı bunlar sağlanabilir miydi? 

Artık mühimmatımızı, silahımızı biz üretiyoruz. İnsansız Hava Araçları'na taktığımız kameraları biz üretiyoruz. Milyarlarca dolar vermiyoruz artık. Yarın tankımızı biz üreteceğiz. Tüm bunları yaptığınız anda eliniz güçlü oluyor.

Terör örgütüne alan baskısı ile hayat şansı bırakmıyoruz. Legal görünümlü illegal yapılar, dernekler, sivil toplum örgütler... Bunlarla terörün bağını kesiyorsunuz. Biz suçluların yaklaşık 6.5 milyon kişinin yüz bilgilerini, tüm biyometrik verilerini kameralara yükledik. Aradığımız hangi suçlu varsa bir yerde gözümüze çarpıyorsa, biz onu yakalayabilme kabiliyetine sahibiz.

Dağdan, mağaralardaki mücadeleden şehirdeki güvenliğe kadar. Kahramanlarımız; Haftanin'de ne işleri var? Metina'da Zap'ta ne işleri var? Çünkü yıllarca bu hattın içerisinden Türkiye'ye sızdılar.

Türkiye büyük bir fedakarlık ortaya koyuyor. Bu bizim istikrarımızı, turizmimizi, akademimizi şekillendiriyor.

Türkiye toplam bir program uyguluyor. Bunda insanlık, tarım, komşularla iyi ilişkiler, medeniyetimizin insanlarla buluşturulması var.

(Sosyal medyadaki manipülasyonlar) Siber suçlarla mücadele birimlerimizle gurur duyabilirsiniz. Türkiye'de olup da bir hakareti, bir kumarı, terörü veya çocuk istismarını, eskort, yasa dışı silah satışı... Türkiye'de olup da arkadaşlarımızın bulamama ihtimali çok zayıftır. 15 Temmuz'la alakalı, 15 Temmuz'un bize getirdiği, mecbur ettiği en önemli şey siber suçlarla mücadeledir. Birçok ülkeye ders verdiğimiz bir merkezimiz var. Yüzlerce arkadaşımız var. Müthiş bir performans sergiliyorlar. 

Bir yenilikten daha bahsedeceğim. Siber Suçlar Dairemizin içerisinde 'Siber Ay' diye, özellikle çocuk ve gençlerimizi siber suçlardan korumak için yeni bir program başlatılıyor. Bunu da ilk burada anlatıyorum. Gençlerimize çocuklarımıza musallat olanlara gerekli cevabı verecekler.

Gürcistan'dan Ukrayna'ya kadar, en son Arjantin'de bir suçluyu yakalattık. 

İhbarları bizim için emirdir. Biz takip ederiz. 'Acaba ben ne yapacağım' diye tedirginlik içinde olmasınlar.

Sadece salgın döneminde 12 bin hesap belirledik. Endişeye sevk eden, yalan yanlış... Bunların önemli bir bölümü yurt dışında. Bunların %60'ı FETÖ, %20'nin üzerinde PKK hesapları. Bunun bilinci içerisinde hareket ediyoruz.

Amerika'da FBI, CIA düzeyine geldiğimizi söyleyebilirim.

KADINA YÖNELİK ŞİDDET

Dünya ölçeğinde, Sayın Cumhurbaşkanımızın ve eşlerinin ortaya koyduğu iradeyle dünyada görülmemiş bir üslup, yöntem ile bu mücadeleyi toplumsallaştırabilmek için çaba ortaya koydular.

6284 kanununu ortaya koyduk. Fiiliyatta ve takipte bazen sıkıntı yaşıyoruz. Aile içi şiddet konusunda gelişmiş ülkelerin aşağısındayız. Biz bir tek şiddeti de kabul etmiyoruz. Örfümüze, geleneğimize, dinimize uygun değil bu. 

Biz üzerimize düşen görevleri yapıyoruz. Her karakolda aile içi şiddetle mücadele birimi kurulması... Çoğunu kurduk. 

Bu yıldan itibaren 111 bin personelimizi eğittik salgın olmasına rağmen.

Kadın cinayetlerinde hayatını kaybedenlerin sayısı 155'ten 106'ya düştü.

Elektronik kelepçeleri yaygınlaştırdığımızda yetkinliğimiz daha da artacak.

Burada bir itirazım var. Bir takım marijinal organizasyonlar, Türkiye'deki aile içi şiddetin, Türkiye'yi kötülemek, daha karanlık bir noktaya taşımak için katkı koymaktan, 'Biz ne yapabiliriz' demekten ziyade sürekli suçlayıcı bir yöntem izliyorlar. 

Oluşturduğumuz tüm teknolojilerle, Türkiye'deki bu meseleyi sıfıra indirmek bizim görevimiz. Aile içi şiddeti sona erdireceğiz. Türkiye dünyaya örnek ülke olacaktır bu konuda. Doğru yoldayız ve doğru sonuçlar alıyoruz.

Toplumsal takibi yapabilmek için KADES uygulamasını yaptık. Büyük ilgi gösterildi. 458 bin kişi bu uygulamayı indirdi. Şuana kadar 31 bin 800 civarında ihbar geldi. Bunların yüzde 50'sinin üzerindeki doğru ihbar. Yaklaşık 4 dakika içerisinde gidiliyor ve biz birçok konuyu bununla engelledik. Bunu tüm dünyaya bedava veriyoruz. Kadınlarımız tarafından bu uygulamanın indirilmesi gerekiyor.

(Uyuşturucu ile mücadele) Burada bir dertle karşı karşıyayız. Doğal uyuşturucuyu doğudan, sentetik uyuşturucu ise batıdan... Transit geçişin olduğu bir ülkeyiz. Dünyadaki eroinin yüzde 50'si, Avrupa'daki eroinin yüzde 70'ini biz yakalıyoruz. Avrupa hiçbir şekilde bize katkı koymuyor.

18 vilayetimizde kanalizasyonlardan aldığımız sularla birlikte, dünyada böyle bir şey yok, her çeyrekte bir o illerde uyuşturucu kullanımı artmış mı artmış mı bunu takip ediyoruz. Her uyuşturucu kullanan anket yapıyoruz. Metruk evleri yıkmamız bedava değil. 78 binini yıktık. Uyuşturucu en çok evlerde daha sonra ise metruk binalarda daha sonra ise araçlarda kullanılıyor.

Teknolojiyi en üst noktada kullanıyoruz. Büyük bir çaba sarfediyoruz. Kendimi ihbar edeyim, size bir şey söyleyeyim. Uluslararası İşkenceyi Önleme Komiktesi gelir. Onlara dosyaları açarız, insanları dinlerler. Türkiye'de 2019'da bir tek işkence vakası bulamadılar. 'Kötü muamele yakaladık' dediler, o kişiler de uyuşturucu satıcısı çıktı. Hani ben 'uyuşturucunun ayağını kırın' dedim ya... Uluslararası rapora da girmiş oldu. 

56 bin uyuşturucu satıcısı şuan cezaevlerinde. 15 Temmuz'dan bugüne kadar Türkiye'de 933 organize suç örgütü çetesini çökerttik. Bunun 25 tanesi ulusal ölçekte.

KİMLİK KARTI, BANKA KARTI VE EHLİYET BİRLEŞİYOR

Yeni kimlik kartımızla birlikte banka kartımız ve ehliyetimiz tek kartta birleşmiş olacak. Artık ehliyetimizi yanımızda taşımamız gerekmeyecek. Yakın zamanda Türkiye'ye bunu müjdeleyeceğiz. Ehliyeti bunun üzerine yükleyeceğiz. Ehliyeti jandarma-polis bakmak istediğinde çipe dokundurmuş olacak. Yeni kimlik kartımız SGK ve e-imza hizmeti de sunacak.

Güncelleme Tarihi: 19 Haziran 2020, 12:38
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner19

banner101

banner25

banner26

banner104

banner34

banner17

banner22

banner18

banner20

banner102

banner30